Asgari Ücret Sadece Asgari Ücret Değildir

Ocak 2025 itibariyle geçerli olacak net asgari ücretin 22,104 TL olduğu açıklandı. 2024 yılında uygulanan 17,002 TL asgari ücrete %30 artış oranı yapmak piyasalara verilmiş bir mesajdır. Devlet hazinesinin doğrudan bütçelemediği, işverenlerin ödediği asgari ücrete %30 oranında artış yaparak asgari ücretin sadece asgari ücret olmadığı gösteriliyor. 24 Aralık Salı akşamı aslında asgari ücret ilan edilmedi, 2025 yılında uygulanacak ekonomi politikaları ilan edildi. Peki bundan ne anlamalıyız? 2025 yılında bizi neler bekliyor? Maddeler halinde yorumlarımı paylaşıyorum.

  • 2025 yılında yüksek TL faiz/reel getiri ortamı devam edecek.

Merkez Bankası, 26 Aralık Perşembe günü ve 2025 yılında politika faiz oranlarında iddialı indirimler yapmayacaktır. Genelde karıştırılan bir konuya da açıklık getirmek istiyorum. Örneğin enflasyonun %50 olduğu ortamda %55 mevduat getirisi reelde %5 getiri demektir. Enflasyonun %30 olduğu ortamda %35 mevduat getirisi de reelde %5 getiri demektedir. Nominal olarak %35 daha düşük olsa da reelde %55 ile aynıdır. Sonuç olarak, Merkez Bankası politika faizinde indirimler yapsa dahi 2025 enflasyonuyla uyumlu olacağı için TL mevduat 2025 yılında yatırımcısına reel getiri sağlayacaktır.

  • Döviz Kurlarında fırlama/kontrolsüz yükseliş olmayacak.

Enflasyonu düşürmek için döviz kurlarında yükselmeye izin verilmeyecektir. 2024 yılında TL mevduat ortalama %40 kazandırırken döviz kurunda yaklaşık %20 artış yaşandı. Böylece döviz yatırımcısı reelde zarar etti. 2025 yılında da benzer durum bizi bekliyor. Merkez Bankasının döviz rezervleri yeni yılda da artmaya devam edecektir.

  • Sadece katma değer yaratan ihracatçılar mutlu olacak.

Asgari ücretin artış oranı iş dünyasındaki patronları mutlu etmiş gibi durabilir. 2025 yılında beklenenin altında işçilik gideri ödeyecekler. Buna karşılık düşük kalan döviz kuru ihracatçıları küresel rekabette zayıflatacaktır. Şunu çok net görüyoruz ki; sadece emek gücü sunarak üreten ve ihracat yapan sektörlerdeki işletmeler zorlanacak. Bu tarz işletmeler ülkenin lojistik avantajına rağmen müşterilerini Mısır ve Uzak Doğu ülkelerine kaptıracaktır. Bu yüzden yaptığı işte katma değer yaratan, teknoloji üreten, marka çıkaran işletmeler ayakta kalacaktır.

  • Erken seçim ve seçim ekonomisi yok.

31 Mart 2024 yerel seçimler döneminde dahi emekli maaşlarında artış yapılmadı. Birçok kişi bu yüzden belediyelerin kaybedildiğini düşünüyor. Bir sonraki seçimin 2028 yılında olduğu düşünürsek önümüzdeki en az 2 yıl boyunca seçim ekonomisi uygulanmayacaktır. Ekonomide ve enflasyonda kalıcı bir düzelme olmadan ve önünde kesintisiz 3 buçuk yıl olan iktidardan erken seçim kararı almasını beklemek hayalperestliktir.

  • Kredi kullanım koşullarında kısa vadede bir gevşeme olmayacak.

Merkez Bankası’nın politika faiz oranlarını yükseltmesinin dışında, BDDK da kredi kullanım koşullarında bir takım sıkılaşma kararları almıştı. Örneğin ikinci konutunu alacak kişiler reel durumda bankalardan konut kredisi kullanamıyor veya ihracatçı işletmelerin kullanabildiği yabancı para/döviz kredilerinde bankalara %2 kredi büyüme sınırlaması getirilmişti. Bu uygulamalardan keskin bir geri dönüş olmayacaktır. Kredinin oranlarından ziyade erişimde bir takım teknik sınırlamalar olmaya devam edecektir.

  • Enflasyon ile mücadelede kararlıyız.

Beş maddede özetlemeye çalıştığım her şeyin aslında nihai bir amacı var: Enflasyonu dizginleyerek yeniden tek haneli seviyelere çekmek. Yeni asgari ücretin ilanı ile bu konuda kararlı ve net bir duruş sergilendi. Asgari ücret ile geçinen milyonlarca kişi bu kararı beğenmeyecektir. Aslında önemli olanın asgari ücreti arttırmak değil, alım gücünü arttırmak olduğunu özellikle son yıllardaki tecrübelerimizden anlamış olmalıyız. Bu yüzden sabırlı bir kararlılık gösterileceğini düşünüyorum.

Yorum bırakın

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑