Marksist ekonomik model, emeğin oluşturduğu değerin sadece sermaye sahiplerine kâr olarak geri dönmesini eleştirir. Değeri emek oluşturduğu için mülkiyetin de emeğe ait olması gerektiğini savunur. Bu yüzden özel mülkiyet hakkını kaldırarak sermayenin çalışanlar üzerindeki baskısını sonlandırmak istemiştir. Halbuki özel mülkiyet ve servet birikiminin olmadığı yerde girişimcilik potansiyeli de olmaz. Girişimciler yeni yatırımlar yapamayacağı için çalışanlara... Continue Reading →
Şampiyonluk için Doğru Hesap
Fenerbahçe, geçen sezonun ikici yarısında İsmail Kartal ile birlikte bir istikrar yakalamıştı. Buna rağmen Başkan Ali Koç daha büyük hedefler için Jorge Jesus’u takımın başına getirdi. Başkan bu konuda vizyoner bir duruş sergiledi. Bu hızlı ve güzel başlangıca rağmen maalesef devamı iyi gelmedi. Mali durumu gerekçe göstererek vasat ve benzer potansiyele sahip oyuncuları transfer etmek... Continue Reading →
Orhan Pamuk ve Kar
Orhan Pamuk’un romanlarıyla üniversite yıllarımda tanıştım. “Benim Adım Kırmızı” ve “Cevdet Bey ve Oğulları” adlı kitaplarını 2006 yılında okumuştum. Bu iki kitap dimağımda çok güzel edebi bir haz bırakmıştı. Tartışmalı siyasi söylemleri sebebiyle Nobel Edebiyat Ödülü’nü almış olduğunu düşünmeme rağmen yine de Orhan Pamuk bu iki kitabıyla benim için “ülkenin en önemli romancılarından biri” oldu.... Continue Reading →
Katılım Finans Dergisi Blog Yazısı
Türkiye Katılım Bankaları Birliği'nin kurumsal iletişim yayın organı Katılım Finans Dergisi'nin blog köşesinde yeni yazım yayımlandı. Yazının linkini paylaşıyorum. https://katilimfinans.com.tr/katilim-finans-sistemi/kayit-disi-ekonomi-ile-mucadelede-katilim-finans-modeli-h13207.html Türkiye’deki ve dünyadaki faizsiz bankacılık modelini ve Türkiye ekonomisindeki gelişmeleri okurlarına aktaran Katılım Finans Dergisi'nin editör ekibine yazıma yer verdikleri için teşekkür ederim. İki ayda bir yayınlanan dergiye ek olarak Katılım Finans Dergisi'nin internet sitesinde de... Continue Reading →
Tüketim Ekonomisinden Çıkış
Kapitalist ekonomik modelde, piyasadaki tüm aktörlerin kendi faydalarını düşündüğü ve buna uygun şekilde davrandığı kabul edilir. Herkes kendi çıkarına uygun davrandığı için toplumun genelinde faydanın ve refahın en üst düzeyde olacağı kabul edilir. Örneğin bir sanayici satamayacağı bir şeyi üretmez, bir tüccar da kar edemeyeceği bir şeyi vitrinine koymaz, bir tüketici ise fayda sağlayamayacağı bir... Continue Reading →
Panel – “Yeni Finansal Tüketici”
Hacettepeli öğrenciler tarafından organize edilen "Yeni Finansal Tüketici" konulu panele konuşmacı olmak için davet almıştım. Paneli 17 Nisan 2018 Salı günü Hacettepe Üniversitesi İ.İ.B.F Konferans Salonunda yaklaşık 200 kişilik bir katılımcı huzurunda gerçekleştik. Akbank Bireysel Bankacılık Pazarlama Yöneticisi Rıza Doruk Ercan panelin diğer konuşmacısıydı. Panelde genel hatlarıyla aşağıdaki konuları aktardık; Finansal okuryazarlık nedir, Tüzel/gerçek kişilerin... Continue Reading →
İnsani Finans
16/17 Kasım 2017 tarihinde Cumhurbaşkanlığı, Müsiad, TKBB ve TOBB’un düzenlediği ”İnsani Finans” başlıklı organizasyona katıldım. Finans piyasalarında etkin ve kamu kurumlarında yetkili, yerli ve yabancı birçok panelistin iştirak ettiği uluslararası nitelikte bir organizasyondu. Bu organizasyon mevcut finansal sistemin; toplumlara hizmet etmediğini, gelir adaletsizliğine yol açtığını, reel ekonomiyi desteklemediğini, insan fıtratına ters ve sadece sermayenin kazandığı... Continue Reading →
Faiz Kavramı ve İslam’ın Faize Bakışı
Faizin tanımı tarihsel süreç içerisinde toplumların ve kurumların bakış açısına göre farklılıklar göstermektedir. Bu yüzden faizin tanımı için birçok kurum ve kişinin ona atfettiği manaları incelememiz gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faizin tanımını "Üretim faktörlerinden sermayenin elde ettiği getiridir". Diğer bir ifade ile "paranın kullanım bedelidir" şeklinde yapmıştır. Türk Dil Kurumu faizin tanımını ise “İşletmek... Continue Reading →
Volkswagen’in İmtihanı
Bu dönem dünya gündeminin ilk sıralarında yer alan Volkswagen’in Emisyon Kontrollerinde Hile Yapması haberi pazarlama, sahtecilik, düzenleyici kurumlarla ilişkiler ve marka yönetimi konularında ders niteliğinde bir süreç oldu. ABD Çevre Koruma Ajansının(EPA) yaptığı testlerin sonuçlarına göre 2008/2014 yılları arası üretilen dizel motorlu Volkswagen markalı araçların egzoz gazı(NOx) oranının ABD standartlarına göre 40 kat daha fazla olduğunu duyurmuştur. Bu... Continue Reading →
Finansal Piyasalar ve Yatırım Araçları
Finansal Piyasaları kısaca tasarruf fazlası olanlar ile tasarruf açığı olanların bir araya gelerek fon alışverişinde bulunduğu yer olarak tanımlayabiliriz. Bu iki grubun bir araya gelerek oluşturduğu bu piyasada bazı kurallar ve belgeler vardır. Bu belgelere finansal varlık veya menkul kıymetler denilmektedir. Finansal işlemler gerçekleşirken şekline, süresine, işlevlerine göre çeşitli farklılıklar oluşmaktadır. Piyasanın düzgün bir şekilde işlem... Continue Reading →
Bazı adamlar teşhir olmak istemez. Bu yüzden hisleri tavırlarına yansımaz. Utanırlar. Sıkılırlar. Bu adamlar kendilerini satır aralarına saklar. ‘Beni yazdıklarımdan anlamalısınız’ derler. Hülasa bu adamları izleyerek değil okuyarak anlamalıyız. Bazıları aksiyon adamıdır. İzlersin. Bazıları söz adamıdır. Okursun. Onları güzel yapan kalemleri, onları zarif yapan sözleridir.
İslami Bankacılık
İslami Bankacılığın tanımı çok geniş perspektiflere göre yapılabilir. Genel hatları ile bir tanım yapmak ve özetlemek gerekirse İslami Bankacılık; Tüm ekonomik işlevlerini şeriat hükümlerine uygun olacak şekilde gerçekleştiren, İslam'ın net olarak haram kıldığı ve konvansiyonel bankacılık sisteminin temeli olan faizi hiçbir suretle işlemlerinde bulundurmayan, tüm para hareketlerini mal veya hizmete bağlayan ve bu ticaretten elde... Continue Reading →
Para Politikasının Hükmü
Maliye politikasını Hükümetler, para politikasını Merkez Bankaları belirler ve uygular. Dünyada özellikle son on yıllık süreçte tüm politikaları merkez bankaları belirliyormuş gibi bir algı oluştu. Ekonomiyle alakalı tüm konularda gözler merkez bankalarına dönmüş durumda. Dünya liderleri üzerilerindeki ekonomik sorumluluğu merkez bankalarına atmış olmaktan gayet memnun görünüyor. Bugün herhangi bir devletin vatandaşı ekonomideki kötü hali protesto... Continue Reading →
Manhattan’ın ‘Friends’leri
‘Friends’ Amerika’nın 10 sezon süren efsaneleşmiş dizisi ve sitcom kültürünün en başarılı temsilcisidir. Karakterler ve aralarındaki ilişkiler sizi sımsıkı bağlıyor. Dizi, her dakikasında sizi güldürüyor ve kısa sürede eğlenceli bir bağımlılık hali oluşuyor. Aralıksız 8 bölüm birden izlediğimi hatırlıyorum :)Senaryo çok iyi hazırlanmış, olaylar ve ilişkiler çok hızlı akıyor. 10 sezonu sıkılmadan izleyebiliyorsunuz. Dizi, üçü... Continue Reading →
İslami Finans
İslami Finans, temeli İslami hüküm ve uygulamalara dayanan, modern sistematiği ise yarım asırlık dönemde inşa edilen, global konvensiyonel finans piyasalara alternatif oluşturma iddiasında bulunan sistematik bir bütündür. İslami Finans sisteminde işlemlerin İslami kurallar çerçevesinde olması en temel niteliğidir. İslami finans, para yönetimini ilmi bir mesele olarak ele alır ve insan yaşamının her anında yer bulur.... Continue Reading →
Türk Modernleşmesi
Cumhuriyet döneminin yetiştirdiği en önemli sosyal bilimcilerin başında kuşkusuz ki Şerif Mardin gelir. Onun sosyal çıkarım ve gözlemlerini anlamak için her sözünü ince eleyip sık dokumak gerekir. Bu bakımdan kitaplarını okumak zor ve yorucudur. Şerif Mardin’in ‘Türk Modernleşmesi’ de buna bir örnektir. Bu kitabı bitirmekte zorlandığımı itiraf etmem gerekir. Hocanın her sözünde ve her gözleminde... Continue Reading →
Gelecek..
Kaçımız ön koltuğa oturmak için büyümeyi beklediğimiz o günleri hatırlar? Bizdeki bu öldüresiye gelecek aşkı geçmişimizi unutmaya sebep. Peki ya en güzeli ‘şimdi’yse? Kimse haline hamdetmez, herkes geleceğine duacı..
Muazzam Bir Oyunculuk
Bazı yapımlar vardır kurgusuna hayran olabilirsiniz veya konusu sizi etkileyebilir ya da bütçesine saygı duyabilirsiniz ama hepsi unutulur sadece iyi oyunculuklar kalır. Bir televizyon dizisi için bu minvalde bir yorum yapmak abes olabilir ama son dönemlerde izlediğim en başarılı oyunculuklardan biri bu dizide geçiyor. House of Cards, Amerikan siyasetini ve iç politikasındaki çekişmeleri Francis Underwood... Continue Reading →
Machiavelli -Prens-
16.yüzyılda yaşayan ve politika biliminin kurucu olarak görülen Machiavelli, hükümdar ve yöneticilere öğüt vermek için 'Prens' adlı kitabını kaleme aldı. Kitabın içindeki iddialı görüşleri her dönem çok tartışıldı. Machiavelli'nin görüşleri 'amaca giden yolda herşey mübahtır' diye görenler oldu. Lakin birçok kişinin inandığı ama dillendir(e)mediği şeyleri söyledi. Reel politikanın kutsal kitabı olarak anılan Prens'de 'Sevilmekten çok korkulmak... Continue Reading →
Arnold J. Toynbee ve Harf İnkılabı
Meşhur İngiliz Tarihçisi Arnold J. Toynbee “A Study of History” (Tarih Bilinci) isimli kitabında Harf İnkılâbını değerlendirerek “Türkler harf inkılâbıyla kendi kaynaklarına el atmak husûsunda yabancılardan farksız oldular” demekte ve şöyle devam etmektedir: Günümüzde Hitler, kendi düşüncesine karşı olan bütün ilmî hazîneleri kökten yok edip kaldırmanın yolunu tutmuştur. Ne var ki, matbaanın îcadı bu... Continue Reading →
Bizim Hüznümüz..
Batı adamının bunalımı çok tabiîdir, muallâktadır. Doğu adamı yerinmez ve sevinmez, çünkü dünyada yerinilecek ve sevinilecek bir şey yoktur. Ve bizim hüznümüz Allah’adır. Biz durup dururken, kendi kendimize, kendi nefsânî oyunlarımız için, şehevâtımız için mahzun olmayız. Fethi Gemuhluoğlu
Müzik, Kitap ve Tefekkür..
Bir yolculuktayız ve bu yolun üç gizli kahramanı; Müzik, kitap ve tefekkür.. Üçü de ayrı ayrı yardımlarıyla hayatımızı kurtarıyor. Müzik ile sanat ve estetiği hayatımıza yerleştirmeliyiz. Burada yaşamdan keyif almanın kaynağı var. Hüzünlü melodilerde dahi bir lezzet olduğunu hissetmez ve keyif almaz mıyız? Kitap ile öğrenme yoluna gireriz. Bilgi arayışımız ilahi bir arayış, başlangıcımız ise... Continue Reading →
Bazı yazılar vardır doğrudan kaleme alınır, tek hüneri yazım becerisidir. Bazı yazılar vardır derin bir düşünce süzgecinden geçtikten sonra yazılır. Rasim Özdenören'i her okuyuşumda derin bir düşünce hissederim. Yılların fikri çalışması sizi sarmalar. Okumanızı tavsiye ederim lakin düşünerek okumanızı.
2013 Baharı ve Ekonomik Kırılma
Fed başkanı Bernanke’nin 22 Mayıs’ta tahvil alımlarını azaltacağı yönündeki konuşması Türkiye ekonomisini gidişatın dışında tamamen olumsuz bir boyuta soktu. Fitch'in ardından Moody's tarafından da ülke notumuzun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi piyasalara beklenen katkıyı yapamadı. Hatta 4,5’lara düşen faiz, tarihi rekorlar kıran Borsa ve piyasalardaki olumlu atmosfer bir anda unutuldu. ‘Gezi’ olaylarının ve Suriye krizinin etkisi... Continue Reading →
Düşünün..
“Kur’an sırf inanmış olmak için inanmayı istemez. Aksine sürekli olarak şunu ifade eder: Düşünün derin düşünün, tefekkür edin, akıl yürütün, düşünce üretin, araştırın.” Muhammed Hamidullah
Yunus Emre…
Yunus Emre hakkında herkesin farklı bir tahayyülü vardır. Kaynaklara dayalı kesinlik yok, şiirleri muamma, belki de hiç yaşamamıştır. Herkesin gönlü gibi bir Yunus Emre'si vardır. Adıyla şereflendim, hamdolsun..
"Şüphesiz ki bilen sever, af eder, sabır eder. Bilen Bir'i bilir. Bir'de yaşar. Bilen bazen ölür ve her an yeniden dünyaya gelir. Bilen her gerçek bilginin, sonsuzluğa iştirak denemesi olduğunu bilir."
Kandil Gecesi
Osmanlılar, mübarek geceleri cami, tekke, çarşı ve sarayları aydınlatıp minarelerde kandiller yakarak ihya ettikleri için Sultan İkinci Selim devrinden (1566-1574) itibaren “leyalî-i mübareke” denilen beş geceye (Mevlid, Regaib, Mi’rac, Berat ve Kadir) kandil gecesi denmişti. 17. yüzyılda D'Ohsson'un "Tableau General de L'Empire Ottoman" (Osmanlı İmparatorluğu'nun Genel Tablosu) isimli kitabı için Fransız asıllı ressamL'Espinasse'ye çizdirdiği gravürde... Continue Reading →
İran'ı anlamak istiyorsanız Ali Şeriati'yi tanımalıyız. İran'ın köklü bir medeniyet olduğu kuşkusuzdur ama bende bu fikriyatı oluşturan ilk kişi Ali Şeriati'dir. İran bölgesini ve insanlarını sadece bize sunulan popüler bilgi ile değil, doğrudan o toprakların yetiştirdiği değerlerin gözü ile anlamalıyız. Bu söylemlerim Şeriati'yi sevdiğim yada yerdiğim anlamına gelmez. Bizler her kalemi ve her fikri derinlemesine... Continue Reading →