Hacettepe Bu Sefer Farklı

Mezun olduğum Hacettepe Üniversitesi’nde okuyan öğrenci arkadaşlar 18 Mart Çanakkale zaferini anmak için bir dizi program hazırlamış. Takdir edilesi bu durum karşısında gurur duydum. Ama ile başlayan cümleleri sevmem ama böyle güzel ve anlamlı bir günde bir grup (kendilerini ne ve neci olarak tanımladıkları umurumda bile değil) öğrenci gayriinsani bir şekilde şiddete başvurarak okulu yakıp yıkmaya çalışmış ve birçok öğrencinin can güvenliğini tehlikeye atmış. Bu kısmı ayrıntıya inmeden, hızlı bir şekilde anlatmaya çalıştım. Çünkü bu tarz olaylar Hacettepe’de olağan şeyler. Ama (bu sefer ‘ama’ ile başlamasını sevdim) dün Hacettepeli olduğumdan bu yana yani 7 yıl boyunca ilk kez şahit olduğum, beni gençlik ve eğitim birimleri adına umutlandıran ve mutlu eden bir durumu gözlemledim.

Bu zamana kadar şiddete başvurularak yapılan çevreye ve insanlara zarar verme amaçlı eylemlerin ardından polis üniversiteye gelir ve asayişi sağlamaya çalışırdı. Polisin gelmesi doğal ama polisin olduğu yerde de huzur olmaz. Sonuç olarak öğrenci ve polis arasında çatışma çıkar. Üçüncü dünya ülkelerinde görebileceğimiz görüntüleri maalesef izlemek zorunda kalırdık. Medya ve siyasi muhalefet çıkan olayları daha da provoke ederek eylemci öğrencileri dağıtmaya çalışan polisleri ve yöneticileri suçlar anti-demokratik bulur, şiddete başvuran öğrencileri ise demokratik haklarını arayan, birer özgürlük savaşçısı’ gibi masum ve mağdur olarak gösterirlerdi. En üzücü kısmı ise olaylara karışmamış öğrenciler araştırma eksikliği ve basından yanlış etkilenme yüzünden olaylar için rektörlüğü ve polisi suçlarlardı.

Ama bu sefer süreç farklı işledi.

Öğrenciler, eğitim aldıkları binaların hasar aldığını görerek ekonomik kaybın farkına vardı. Böyle huzursuz bir ortamda iyi bir eğitim alamayacağını anladı. Can güvenliğinin tehlikeye girdiğini idrak etti ve polisin böyle bir durumda okula gelmesini ve asayişi sağlamayı amaçlamasını doğal buldu. Samimiyeti ve yaptıklarıyla kendini ispatlamış ve sevdirmiş olan rektörünün arkasında durdu. Protestocuların terör örgütü sempatizanı olduğunu belli eden afiş ve sloganlara karşı tepkisiz kalmadı. Bu sefer yönetimi ve polisi değil şiddet yanlısı eylemcileri suçladılar. Bu durumun artık sonlanmasını istediler. Suçluların cezalandırılmasını istediler. Bu yapılanların bilim yuvası olarak tabir edilen üniversitelere yakışmadığını ve şiddete başvurmanın demokratik bir hak olmadığını deklare ettiler. Özellikle sosyal medyada öğrenciler arasında ciddi bir sağduyu oluştu. Tepkilerini kendilerine yakışan bir şekilde gösterdiler.

Öyle sanıyorum ki öğrenciler arasında bu ve buna benzer bilinçli davranışların artması halinde kimseden destek bulamayacak olan şiddet eğilimli protestocu öğrenciler yalnız kalacak ve bu tarz olaylar artık nihayete kavuşacaktır. Huzurlu bir ortamda üniversiteler gerçek işlerine yoğunlaşabilecek. Kör siyaset ile değil bilimsel başarıları ile anılacaktır. Üniversiteler, ülkemizin gelişimine daha çok katkı sağlayabilecek daha nitelikli mezunlar verebilecektir. Hacettepe bu sefer farklı bir tutum gösterdi bu tutumun diğer üniversitelere de sirayet etmesi umuduyla.

hacettepe-university-vector-logo

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com'da Blog Oluşturun.

Yukarı ↑

%d blogcu bunu beğendi: